Aynada izliyorum suretimi, gözlerim yaşlı
Birkaç çizik kalmış eskilerden izler…
Bitmez mi hiç bu yanılgı?
Zaman gibi kayıp gidiyor elimden her şey,
Dik başlı sahip olduğum ne varsa..
Bir yanım hala çocuk şen şakrak,
Sokağa çıksam arasına karışacağım çocukların…
Sağımda bir topun peşinde koşturup duran veletler,
Solumdaysa annem gibi bakan bir kız çocuğu…
Elinde pamuktan yapma bir bebek,
Başında bir yazma!
Fark ettim de bir yanımda koca bir ihtiyar.
Öyle bitkin öyle suskun…
Arıyorum da,
Bulamıyorum bana ait bir gençlik…
Hep sahipsiz kalışım bundan mı acaba ?
Tazecik körpe bir bedeni,
Ruhum gibi zannediyorum…
İçime işlemiş yalnızlık,
Öyle sökmekle atılacak gibi değil…
Ah bazen nasılda deliriyorum,
Parça parça oluyor bir entari bile…
Nedir ki bu ?
Ruhumun param parça olduğunu hissetmek varken…
Kendi kendine bir avuntusudur yüreğimin söylemek,
Bağıra çağıra bilmediği hangi türkü varsa…
Hep yarım kalışım bundan mı acaba ?
Ya başını getiremem içli bir mısranın,
Yada sonunu…
Öyle buğulu camlara adını yazma hevesim bile kalmadı,
Uzun yolculukların sabrımı çok zorladığını hissediyorum…
Artık…
Düşünmemeli…
Düşünmemeliyim ki aklıma gelmemeli o ucuzluğun…
Fark ettim de kenar mahalle pazarlarında bir dolusu beş kuruşmuş sen gibilerin…
Tabiri bile çokça bir kahkaha,
“Bir alana bir bedava”…
Sen diye kime yakınsam,
Hep kendime düşmanlığım…
Kendime “ben” demeyi unutmuşum sadece…
Üstelik sen diyerek kendimden bahsettiğimi bilerek…
Aynada gördüğüm o suret,
Sen;
Dinleme beni…
İçinden ne geliyorsa yükümlüsün ona gitmeye…
Ağlamaklı bakma bana,
Gözlerin dolu dolu yürüyemezsin yağmurda!
Gözyaşına değdi mi bir yağmur damlası,
Kaybolur gider bütün buğu…
Şimdi ne o veletler gibi koşturabilirsin,
Nede başında yazması olan o kız çocuğu gibi,
Masum bakabilirsin!..
Annem gibi!
Yoksa buna mı gençlik diyorlar ?
Çocukluktan daha yeni çıkmış o koca yıkıntıya!..
Büyüdük mü Anne ?
Masallarının tadı bu yüzden mi yok ?
Işığı kapatma Anne!
Farkımı var sanki,
Önüm hep karanlık!…
Alıntıdır